Tesettür abiye, normal abiye gibi ancak özel gün ve sosyal ortamlarda giyilebilecektir. Düğün, nişan, özel gün yemekleri gibi önemli sosyal aktivitelerde tercih edilen abiye giyim kuralları, tesettür abiyeler için de geçerlidir. Ancak belirtmek gerekir ki, geleneksel anlamdaki abiye, tesettür ile uyuşan bir elbise çeşidi değildir. Zira tesettürün temelinde dikkat çekmekten kaçınmak yatar. Abiye ise, en geniş anlamı ile gösterişli elbise demektir. Bu sebeple, tesettür abiyenin normal abiye ile aynı özelliklerde olamayacağını vurgulamak gerekir.
Tesettür abiye, ancak çok özel günlerde giyilebilir. Bu özel günlere örnek olarak, düğün, nişan, toplantı, resmi yemek geceleri gösterilebilir. Bu özel günlerde, erkekler de bulunacaksa, dikkat çekici abiye giyimden uzak durmak gerekir. Hatta mümkünse bu gibi durumlarda abiye giyim tercih edilmemeli, normal tesettür giyime bağlı kalınmalıdır. Zira aksi durum, tesettür ile amaçlanan hedefe aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle, tesettür abiye, ancak ve sadece hemcinslerin olduğu özel günlerde giyilebilir. Bu durumda dahi, genel tesettür kuralları geçerli olacaktır. Bol ve vücut hatlarını belli etmeyen elbiseler seçilmeli ve ince ve kısa olan elbiseler tercih edilmemelidir. Elbisenin göğüs bölgesi muhakkak kapalı olmalıdır. Aşırı renk kullanımından kaçınılmalı, kollar açıkta bırakılmamalıdır. Eğer kolların açıkta olduğu bir kıyafet tercih edilmişse, üste (ceket gibi) başka bir kıyafet daha giyilmelidir. Aşırı ve gösterişli aksesuar kullanımından kaçınılmalıdır. Ülkemizde genellikle abiye aşırı gösteriş anlamına gelmektedir. Yukarıda izah ettiğimiz gibi, bu tarz elbiselerden kaçınılmalıdır.
Tesettür abiye, bir kadının hayatı boyunca çok az sayıda giyeceği bir kıyafettir. Sadece çok ama çok özel günlerle sınırlı kalmalıdır. Sadece hemcinslerin arasında giyilmelidir. Ancak bu takdirde dahi aşırı gösterişli elbiselerden uzak durulmalıdır. Zira aksine hareket, kıskançlık ve gıybete sebebiyet verebilir. Bu durum ise tesettür ile amaçlanan hedefin tam aksidir. Her kadının kendini güzel hissetme hakkı vardır ancak bu hak belirli koşullara bağlanmalıdır. Aksi takdirde “kim ne kadar pahalı kıyafet giyiyor, kimin giysisi daha gösterişli” gibi düşünceler doğabilir ve bu da tesettürün felsefesine terstir.